وَقُلْ إِنِّي أَنَا النَّذِيرُ الْمُبِينُ
Ve kul innî enen nezîrul mubîn(mubînu).
ve | : ve |
kul | : de |
innî | : muhakkak ben |
ene | : ben |
el nezîru | : nezir, uyarıcı |
el mubînu | : apaçık, açıkça açıklayan, beyan eden |
Ve de ki: «Şübhesiz ben, (evet) ben (üstünüze inecek azâb-ı ilâhîyi) açıkça haber verenim».
Ve de ki: «Ben, şüphesiz ben (sizi azab-ı ilâhî ile) apaçık korkutucuyum.»
Ve de ki haberiniz olsun; ben o nezîri mübîn ben
Ve de ki: «Benim o apaçık uyarıcı ben!»
De ki: «Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.»
De ki: 'Doğrusu ben apaçık bir uyarıcıyım.'
De ki: “Gerçekten ben, apaçık bir uyarıcıyım.”
De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.
Ve de ki: Şüphesiz ben açık bir uyarıcıyım.
Ve de ki: "Sizleri bekleyen felakete karşı sizi açıkça uyarıyorum."
Bir de (Ey Rasûlüm) de ki: “-Haberiniz olsun, ben, (üzerinize bir azap ineceğini bildiren) açık bir korkutucuyum:
De ki: Ben apaçık bir uyarıcıyım.
Ve de ki: Hiç şüphe yok ki ben, gerçekten de bir korkutucuyum.
De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.
Ve de ki: "Şüphe yok, ben apaçık bir uyarıcıyım."
De ki: «Dogrusu ben apacik bir uyariciyim.»
Ben açık sözlü bir uyarıcıyım de.
Ve de ki: "Şüphe yok, ben apaçık bir uyarıcıyım."
ve de ki: "Haberiniz olsun, ben (Allah'ın vaad ettiği) açık sözlü uyarıcıyım!"
Ve ben apaçık bir uyarıcıyım! de
Ve de ki: «Şüphe yok, ben apaçık bir uyarıcıyım.»
Bir de şunu söyle: Ben apaçık bir uyarıcıyım.
Ve: "Ben, ancak ben, apaçık bir uyarıcıyım!" de.
Ve de ki: "Ben, evet ben, apaçık konuşan bir uyarıcıyım!"
De ki: 'Ben apaçık bir uyarıcıyım.'