وَفَاكِهَةٍ كَثِيرَةٍ
Ve fâkihetin kesîrah(kesîretin)
ve fâkihetin | : ve meyve(ler) |
kesîretin | : çok, birçok, pekçok |
(32-33) (hiçbir zaman) kesil (ib tüken) meyen, yasak da edilmeyen birçok (cinsde) meyve (ler) arasında,
(31-32) Ve çağlayıp akar bir su (başında)dırlar. Ve pek çok meyveli bir yerdedirler.
Bir çok meyve
bir çok meyve,
Pek çok meyva arasında,
(27-34) Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler.
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.
(32-33) Tükenmeyen ve yasaklanmayan, sayısız meyveler içindedirler;
(32-33) Eksilmeyen, sonu gelmeyen, alıkonmayan birçok meyvalar arasında ;
(32-33) Tükenmeyen, eksilmeyen, hiçbir surette esirgenmeyen birçok meyveler içindedirler.
(32-33) Ve tükenmeyen, yenmesi yasaklanmıyan birçok meyveler arasında,
Bir çok meyve,
Ve birçok meyveler.
Sayısız meyveler içindedirler;
Ve (daha) birçok meyveler arasında,
(28-34) Onlar dikensiz sedir agaclari, salkimlari sarkmis muz agaclari, uzamis golge altinda, caglayarak akan sular kenarlarinda; bitip tukenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasinda; yuksek dosekler uzerindedirler.
Bol meyvalar yanında,
Ve (daha) birçok meyveler arasında,
ve bol bol meyveler,
(32-33) Bitip tükenmeyen ve yasaklanmayan meyveler içinde..
Ve (daha) birçok meyveler arasında,
Pek çok meyveler arasındadırlar.
Pek çok mevya arasında;
Birçok meyveler arasındadırlar.
Ve bol meyveler içindedirler.