لَوْ نَشَاء جَعَلْنَاهُ أُجَاجًا فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ
Lev neşâu cealnâhu ucâcen fe levlâ teşkurûn(teşkurûne).
lev | : eğer, ise, olsa |
neşâu | : biz dileriz |
cealnâ-hu | : onu kıldık, yaptık |
ucâcen | : acı |
fe | : o halde, hâlâ |
lev | : eğer, şâyet, olsa, ise |
lâ teşkurûne | : şükretmiyorsunuz |
Eğer dileseydik onu (içilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. O halde şükretmeli değil misiniz?
(69-71) Onu buluttan siz mi indirdiniz, yoksa indiriciler Bizler miyiz? Eğer dilese idik onu acı bir su yapardık. Artık şükretmeli değil misiniz? Sonra gördünüz mü o ateşi ki, çakıverirsiniz?
Dilesek onu acı bir çorak ediverirdik o halde şükretseniz a
Dileseydik onu acı bir çorak yapardık. O halde şükretseniz ya!
Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretseniz ya!
Dileseydik onu acılaştırırdık; hala şükretmez misiniz?
Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya!.
Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Dileseydik onu acı yapardık. Artık şükretmez misiniz ?
Dileseydik onu tuzlu da yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde (bu türlü nimetlere karşı Allah’a) şükretseniz ya...
İsteseydik onu tuzlu bir su kılardık. Öyleyse şükretmeli değil misiniz?
Dileseydik onu tuzlu, acı bir su hâline getirirdik, hâlâ mı şükretmezsiniz?
Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?
N/A
Eğer isteseydik onu acı yapardık. Şükretsenize!
Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?
(O tatlı bir su şeklinde iner, ama) dileseydik yakacak kadar tuzlu ve acı yapabilirdik. Öyleyse neden (Bize) şükretmiyorsunuz?
İsteseydik onu tuzlu bir su yapardık; şükretmeniz gerekmez mi?
Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?
Dileseydik onu acı bir su yapardık; öyleyse niçin hâlâ şükretmezsiniz?
Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şüketmeniz gerekmez mi?
Dileseydik, onu tuzlu yapıverirdik. Peki şükretmeniz gerekmez mi?
Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmez misiniz?