وَأَنَّا ظَنَنَّا أَن لَّن تَقُولَ الْإِنسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا
Ve ennâ zanennâ en len tekûlel insu vel cinnu alâllâhi kezibâ(keziben).
ve ennâ | : ve gerçekten biz |
zanennâ | : zannettik |
en len | : asla olmaz |
tekûle | : söyler |
el insu | : insanlar |
ve el cinnu | : ve cinler |
alâ allâhi | : Allah'a karşı |
keziben | : yalan |
«Gerçek biz de insan (olsun), cin (olsun) Allaha karşı (hiçbiri) asla yalan söylemez, sanmıştık.»
«Ve doğrusu biz sanmış idik ki, insan ve cin, Allah'a karşı bir yalan söyler değildir.»
Ve doğrusu biz, İns ü Cinn Allaha karşı asla yalan söylemez sanmışız
Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız.
Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız.
'Doğrusu insanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan uydurabileceklerini sanmazdık.'
“Şüphesiz biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk.”
Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.
Ve gerçekten biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı yalan söylemiyeceklerini sanıyorduk.
(1-7) De ki: Bana vahyolunduğuna göre bir cin cemaati Kur’ân’ı dinledikten sonra şöyle dediler: "Biz gerçekten, doğru yolu gösteren harikulade bir Kur’ân dinledik. Bundan böyle Rabbimize asla bir şerik tanımayacağız. Rabbimizin şanı çok yücedir, O ne eş, ne de çocuk edinmiştir. Meğer içimizden birtakım cahiller, Allah hakkında gerçek olmayan sözler söylüyormuş! Biz de saf saf, insanları ve cinleri, Allah hakkında yalan söylemez sanmışız! Meğer bir kısım insanlar cinlerden bazılarına sığınıp, böylece onları daha da azgın hale getirmişler! Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın ölen hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannetmişler.
Hakikaten biz, insan ile cin, Allah’a karşı asla yalan söylemez sanmışız.
Doğrusu öyle zannettik ki; insanlar ve cinnler Allah'a karşı asla yalan söylemezler.
Ve bizse şüphe yok ki ne insanlar, ne de cinler, Allah hakkında yalan şeyler söylemez sanıyorduk.
Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.
"Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan söylemiyeceklerini sanmıştık."
«Dogrusu insalarin ve cinlerin Allah'a karsi yalan uydurabileceklerini sanmazdik.»
Oysa biz insanların ve cinlerin Allah katında yalan sözler söyleyebileceklerine ihtimal vermiyorduk.
"Oysa biz, insanların ve cinlerin Tanrı'ya karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık."
ve ne insanın ne de (hiçbir) görünmez gücün Allah hakkında yalan uydurmayacağını düşün(mekte yanılmış)tık.
Biz de, insanların ve cinlerin Allah hakkında yalan söylemeyeceklerini zannederdik.
«Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan söylemiyeceklerini sanmıştık.»
'Oysa biz ne insanların, ne de cinlerin Allah hakkında yalan söylemeyeceklerini sanırdık.
Biz insanların ve cinlerin, Allah'a karşı yalan söylemeyeceklerini sanmıştık (onun için o beyinsizin sözüne uymuştuk),
"Biz sanmıştık ki, ne insanlar ne de cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler."
'İnsanların ve cinlerin ALLAH'a karşı yalan uyduramıyacaklarını sanmıştık.'