قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لاَ تَغْلُواْ فِي دِينِكُمْ غَيْرَ الْحَقِّ وَلاَ تَتَّبِعُواْ أَهْوَاء قَوْمٍ قَدْ ضَلُّواْ مِن قَبْلُ وَأَضَلُّواْ كَثِيرًا وَضَلُّواْ عَن سَوَاء السَّبِيلِ
Kul yâ ehlel kitâbi, lâ taglû fî dînikum gayral hakkı ve lâ tettebi’û ehvâe kavmin kad dallû min kablu ve edallû kesîran ve dallû an sevâis sebîl(sebîli).
kul | : de, söyle |
yâ ehle el kitâbi | : ey kitab ehli, kitap sahipleri! |
lâ taglû | : haddi aşmayın! |
fî dîni-kum | : dininizde |
gayre el hakkı | : haklı olmaksızın, haksız olarak |
ve lâ tettebiû | : ve tâbî olmayın, uymayın! |
ehvâe | : hevalar, hevesler, nefsin istekleri |
kavmin | : kavim |
kad dallû | : dalâlete düşmüşler |
min kablu | : önceden |
ve edallû | : ve düşürmüşler |
kesîran | : çoğu |
ve dallû | : ve saptılar |
an sevâi es sebîli | : sevvâ edilmiş, Allâh'a ulaştırmak üzere dizayn edilmiş yoldan |
De ki: «Ey ehl-i kitâb, dîninizde haksız yere haddi aşmayın. Bundan evvel hakîkaten hem kendileri sapmış, hem bir çoğunu sapdırmış ve (haalâ da) dümdüz yoldan ayrılıb sapagelmiş bir kavmin heva (ve heve) sine uymayın».
De ki: «Ey ehl-i kitap! Dininizde hakka muğayır olarak haddi tecavüz etmeyiniz. Ve evvelce dalâlete düşmüş ve birçoklarını da idlalde bulunmuş ve doğru yoldan sapıtmış olan bir kavmin hevâlarına uymayınız.»
De ki: ey ehli kitâb! dininizde haksız ifrata dalmayın, bundan evvel şaşmış, bir çoklarını da şaşırtmış ve yolun doğrusundan sapmış bir kavmin hevaları ardından gitmeyin
De ki: «Ey kitap verilenler, dininizde haksız yere aşırılığa dalmayın ve bundan önce şaşmış, birçoklarını da şaşırtmış ve yolun doğrusundan sapmış bir kavmin keyifleri ardından gitmeyin!»
De ki: «Ey kitap ehli! Dininizde haksız yere aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoklarını da saptırmış ve böylece doğru yolu kaybetmiş bir kavmin keyiflerine uymayın».
'Ey Kitap ehli! Haksız olarak dininizde taşkınlık etmeyin. Daha önce sapıtan, çoğunu saptıran ve doğru yoldan ayrılan bir milletin heveslerine uymayın' de.
De ki: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan da şaşmış bir milletin arzu ve keyiflerine uymayın.”
De ki: Ey Kitap ehli! Dininizde haksız yere haddi aşmayın. Daha önceden sapan, birçoklarını saptıran ve yolun doğrusundan uzaklaşan bir topluma uymayın.
De ki: Ey Kitap Ehli! Dininizde haksız yere taşkınlık yapıp sınırı aşmayın. Daha önce sapmış ve birçoklarını saptırmış da düz yoldan ayrılmış bir topluluğun heveslerine uymayın.
De ki: "Ey Ehl-i kitap! Dininize ait konularda haksız yere haddi aşmayın. Daha önce gelip geçenlerden hem kendisi sapmış, hem bir çok insanları da saptırmış olan atalarınızın ve şimdiki durumda da doğru yoldan sapan birtakım kimselerin heva ve hevesine uymayın.
De ki: “- Ey ehl-i kitab! Dininizde haksız yere sınırı aşmayın. Bundan önce şaşmış, bir çoklarını da şaşırtmış olan ve doğru yoldan sapmış bulunan bir kavmin arzuları ardından gitmeyin.
De ki: Ey Ehl-i Kitab; dininizde haksız yere haddi aşmayın, daha önce hem kendi sapmış hem de birçoğunu saptırmış ve doğru yoldan ayrılmış bir kavmin heveslerine uymayın.
De ki: Ey kitap ehli, haksız yere dininizde, aşırı gitmeyin ve evvelce hem sapmış, hem çoğunu saptırmış ve doğru yolu bırakıp sapıklığa dalmış olan kavmin dileklerine uymayın.
De ki: Ey Kitap ehli! Dininizde haksız yere haddi aşmayın. Daha önceden sapan, birçoklarını saptıran ve yolun doğrusundan uzaklaşan bir topluma uymayın.
De ki: "Ey kitap Ehli, haksız yere dininiz konusunda aşırı gitmeyin ve daha önce sapmış, birçoğunu saptırmış ve dümdüz yoldan kaymış bir topluluğun heva (istek ve tutku)larına uymayın."
«Ey Kitab ehli! Haksiz olarak dininizde taskinlik etmeyin. Daha once sapitan, cogunu saptiran ve dogru yoldan ayrilan bir milletin heveslerine uymayin» de. *
De ki; Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda gerçeğe aykırı aşırılıklara kapılmayınız, sizden önceki dönemlerde sapıtmış, bir çoklarını saptırmış ve düz yolu şaşırmış kimselerin keyfi arzularına uymayınız.
De ki: "Ey kitap ehli, haksız yere dininiz konusunda aşırı gitmeyin ve daha önce sapmış, birçoğunu saptırmış ve dümdüz yoldan kaymış bir topluluğun hevalarına uymayın."
De ki: "Ey İncilin takipçileri! İnançlarınız(ın içerdiği hakikat)in sınırları(nı) ihlal etmeyin; ve daha önce kendileri sapmış olup bir çoğunu da saptırmış olan ve doğru yoldan hala sapmakta devam eden bir topluluğun mesnetsiz görüşlerine uymayın."
De ki: -Ey kitap ehli, dininizde haksız olarak taşkınlık etmeyin. Daha önce sapıklığa düşmüş, çoğunu saptıran ve doğru yoldan sapan bir toplumun heveslerine uymayın.
De ki: «Ey Kitap Ehli, haksız yere dininiz konusunda aşırı gitmeyin ve daha önce sapmış, bir çoğunu saptırmış ve dümdüz yoldan kaymış bir topluluğun heva (istek ve tutku) larına uymayın.»
De ki: Ey Kitap Ehli! Dininizde haktan uzaklaşıp da aşırılığa kaçmayın. Daha önce sapmış, pek çoklarını saptırmış ve yolun doğrusundan ayrılmış bir topluluğun heveslerine uymayın.
De ki: "Ey Kitap ehli, dininizde haksız yere aşırılığa dalmayın ve önceden sapmış, birçoğunu da saptırmış, düz yoldan şaşmış bir milletin keyiflerine uymayın!"
De ki: "Ey Ehlikitap! Dininizde azgınlık edip hak dışına çıkarak aşırılığa gitmeyin. Daha önce sapmış, birçoğunu saptırmış ve yolun denge noktasından uzağa düşmüş bir topluluğun keyiflerine uymayın."
De, 'Kitaplılar, dininiz konusunda gerçeğin ötesine gitmeyin. Daha önce sapan, çok kimseyi de saptıran, böylece doğru yolu kaybeden bir topluluğun heveslerini izlemeyin.