إِذَا السَّمَاء انشَقَّتْ
İzes semâunşakkat.
izâ | : olduğu zaman |
es semâu | : sema, gökyüzü |
inşakkat | : yarıldı |
(1-2) Gök yarıldığı, (yarılmakda da) Rabbini dinleyib boyun eğdiği zaman, ki gök zâten buna lâyık olarak yaratılmışdır.
Gök yarıldığı zaman.
Semâ inşikak ettiği
Gök yarıldığında
Gök yarıldığı,
(1-2) Gök yarılıp Rabbine boyun eğdiği zaman, ki gök boyun eğecektir.
(1-2) Gök yarıldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman -ki ona yaraşan budur-,
(1-2) Gök yarıldığı, Rabbine kulak verip boyun eğecek hale getirildiği zaman,
(1-2) Gök yarıldığı, Rabbinin buyruğuna kulak verip boyun eğdiği zaman —ki gök bunun haklılık ölçüsündedir—.
Gök yarıldığı zaman...
Gök yarıldığı;
Gök yarıldığı zaman;
Gök yarılıp çatlayınca.
Gök yarıldığı,
Gök, yarılıp parçalandığı,
(1-2) Gok yarilip Rabbine boyun egdigi zaman, ki gok boyun egecektir.
Gök yarıldığı,
Gök, yarılıp parçalandığı,
Gökyüzü parçalara ayrıldığında,
Gök yarıldığı..
Gök, yarılıp parçalandığı,
Gök yarıldığında,
Gök yarıldığı,
Gök yarılıp parçalandığı,
Gök çatladığı zaman.